Britanya İmparatorluğu’nun güçlü bir sömürge devleti olarak ortaya çıkmasından sonra, İngiltere Güney Afrika’yı ele geçirmiştir.

Güney Afrika’nın İngiliz yönetimine geçtiği sırada, nüfusu 3 milyon olan Müslüman toplumun İslam dünyasından uzak yaşamaları dolayısıyla, dini bilgilerinin yeterli olmadığını, batıl inançlara dayanan gruplaşmalar olduğunu, bu durumun da sık sık çatışmalara yol açtığını gören İngiliz yönetimi bu durumdan rahatsızlık duymaktaydı. Esasen hacca giden Güney Afrikalı Müslümanlar da kendi ibadet ve inançlarının diğer Müslümanlarınkinden farklı olduğunu görmüşlerdi.

Çünkü Güney Afrika Müslümanları özellikle Hollanda sömürge yönetimi dönemindeki yasaklar nedeniyle İslami bilgiden uzak kalmışlar, kitabi bilgiden çok sözlü ve fiili tatbikatlarla İslam’ı anlamaya ve yaşamaya çalışmışlardı. Ancak zaman içerisinde Müslümanlar arasında mezhep ve inanç tartışmaları ortaya çıkmış ve bu tartışmalar 19. yy’ın ortalarına gelindiğinde çatışmalara varmıştı.

1861 yılında Güney Afrika’daki Müslümanlar İngiliz General Valisine başvurarak İslam Dünyasının koruyucusu olan Osmanlı Devleti’nden kendilerine İslam dinini doğru olarak öğretecek bir din bilgininin gönderilmesini istemişlerdir. Bu talep üzerine, İngiliz Hükümeti konuyu Osmanlı Devleti’nin Londra büyükelçiliği aracılığıyla İstanbul Hükümetine iletmişti.

Osmanlı Hükümeti de 1862 yılında Sultan Abdülaziz’in de onayı ile bir din bilgini olan Ebubekir Efendi’nin bir yardımcısı ile (yeğeni Lütfü Efendi) Güney Afrika’ya gönderilmesini kararlaştırmıştır. Araştırmacıların anlattıklarına göre Hoşnav aşiretine mensup Ebubekir Efendi, 1823 yılında Şehrizor’un Hoşnav köyünde, yani bugünkü Irak’ın kuzeyinde doğmuştur. Hoşnav aşiretinden Kürt asıllı bir âlim olan Ebubekir Efendi,  baba tarafından şeceresine göre Seyyid’dir.

Ebubekir Efendi, Osmanlı Hükümeti’nden aldığı yolluk ile (aylık 25 lira ücret ve Londra’ya kadar 7 bin 500 kuruş harcırah) Londra’ya ve oradan da gemi ile Güney Afrika’ya hareket etmiştir.

Atlas Okyanusu’nda 44 gün süren bu yolculuk, 13 Ocak 1863’te Cape Town’da sona erdi. Gemi limana yaklaşırken İngiliz bayrağı ile birlikte Osmanlı bayrağı da çekildi. Gemi karadan da üç pare top atışıyla karşılandı.  Ancak İngiliz yönetimi, ‘Osmanlı nüfuzunu arttıracağı’ düşüncesiyle, bölgedeki Müslümanların Ebubekir Efendiyi karşılamasını istememiş ve olayı gizli tutmuştu. Ebubekir Efendi, İngiliz yönetimince Royal Otele yerleştirildi. Kısa bir süre sonra Cape Town Müslümanları Ebubekir Efendinin gelmiş olduğunu duydular ve akın akın otele onu ziyarete gittiler.

Ebubekir Efendi, Cape Town’a gelişinin ikinci günü görevine hemen başladı. Ancak kendisini tahmin ettiğinden zor bir görev beklemekteydi. Çünkü karşısında batıl gelenek ve görenekleri din haline getirmiş bir topluluk bulmuştu.

Ebubekir Efendi, Cape Town’da hem kendisinin ikameti hem de eğitim vereceği bir okul şeklinde olan bir ev tuttu. Burada 3 ay içerisinde yaklaşık 300 kadar kız ve erkek öğrenci toplayarak onların eğitimine başladı. Ayrıca genç-yaşlı, kadın-erkek demeden yetişkinlere de sohbetler ile dersler verdi.

Ardından ise sahte hocalar ve şeyhlerle mücadele ederek herkesi eğitmeye çalıştı. Ebubekir Efendi bazı sıkıntılarla karşılaştıysa da bunların üstesinden gelmeyi  bildi. Birbirleriyle çatışan Müslüman cemaatleri barıştırmayı başardı. Temel dini eserleri yerel dile çevirerek kaynak oluşturdu. Kurduğu okul üç yıl sonra ilk mezunlarını verdi. Çevre eyaletlerden gelen öğrenciler burada aldıkları eğitimlerin ardından kendi memleketlerinde benzer okullar açarak doğru bir İslam anlayışının Güney Afrika’da yayılmasını sağladılar.

Güney Afrika’nın Müslüman toplumuna İslam dinini öğretmek için yoğun çalışmalarda bulunan ve kitaplar yazan Ebubekir Efendi, 17 yıl boyunca İslam dinini anlatıp hizmet ettiği bu ülkede 1880 yılında vefat etmiştir. Ebubekir Efendi’nin torunları ise halen Güney Afrika’da yaşamaktadır.

Bugün Güney Afrika’da, Cape Town’a yukarıdan bakan Tana Baru mezarlığında yatmakta olan Ebubekir Efendi’nin adına bir de müze bulunuyor. Güney Afrika’ya gelişinin 115. yılı olan 1978′de Güney Afrika Hükümeti tarafından açılan ‘Ebubekir Efendi Müzesi’nde, Ebubekir Efendi ve ailesine ait belge, resim ve eşyalar sergileniyor.

***

Geldiğimiz bu günde, Afrika’da kahraman bir Osmanlı âlimi olan Ebubekir Efendi’nin misyonunu üstlenecek ve Türkiye’nin maddi-manevi yardım elini 10 bin kilometre ötedeki kardeşlerimize uzatacak yeni ve fedakâr kahramanlardan olabilmek temennisiyle…

Yararlanılan Kaynaklar:

  1. Küreselleşme Sürecinde Afrika ve Türkiye-Afrika İlişkileri, Numan Hazar, Yeni Türkiye Yayınları syf: 101-103
  2. http://www.dunyabulteni.net/haber/302188/guney-afrikada-bir-osmanli-alimi-ebubekir-efendi
  3. http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/ebubekir-efendinin-izinde